Kondrosarkom Nedir? Kondrosarkom, kıkırdak hücrelerinden köken alan malign bir kemik kanseridir ve primer kemik tümörleri arasında ikinci en sık görülen tiptir. Genellikle yetişkinlerde ortaya çıkar, yavaş büyür ve en sık pelvis, proksimal femur, humerus, kaburgalar veya omuz kuşağı gibi bölgeleri tutar. Çoğu vakada konvansiyonel tipte olup kıkırdak matriksi üretir, ancak bazı alt tipleri oldukça agresif seyreder.Kondrosarkom nedir sorusunun kısa cevabı şudur: Kıkırdak üreten hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan kötü huylu bir tümördür. Normalde kemik uçlarını kaplayan kıkırdak dokusundan kaynaklanır ve benign kıkırdak tümörlerinden (enkondrom, osteokondrom) malign dönüşümle de gelişebilir. Primer kondrosarkom normal kemikten köken alırken, sekonder olanlar önceden var olan benign lezyonlardan çıkar.

Kondrosarkom nedir diye merak edenler için önemli bir detay: Bu kanser türü kemoterapi ve radyoterapiye genellikle dirençlidir, bu nedenle tedavide cerrahi rezeksiyon temel yaklaşımdır.

Tümörün derecesi (grade 1-3) ve alt tipi prognozu doğrudan etkiler; düşük dereceli olanlar yıllarca yavaş ilerlerken, yüksek dereceli olanlar hızlı metastaz yapabilir.Kondrosarkom nedir sorusuna yanıt verirken şunu vurgulamak gerekir: Hastaların çoğunda 40-75 yaş arasında teşhis edilir, ortalama tanı yaşı 51’dir. Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür. Ellerde ve ayaklarda çok nadir ortaya çıkar, aksiyel iskelet (pelvis, omurga, skapula) tutulumu daha sıktır.Konvansiyonel kondrosarkom vakaların %85-90’ını oluşturur ve hyalin kıkırdak matriksi üretir.

Radyografide tipik “halka ve yay” veya “patlamış mısır” tarzı kalsifikasyonlar görülür. Düşük dereceli olanlar (grade 1) bazen “atipik kartilajinöz tümör” olarak adlandırılır ve metastaz riski çok düşüktür.Dediferansiye kondrosarkom tüm kondrosarkomların yaklaşık %10’unu oluşturur ve en agresif alt tiptir. Düşük dereceli konvansiyonel kondrosarkom alanında aniden yüksek dereceli iğsi hücreli sarkom bileşeni gelişir; bu geçiş histolojik olarak keskindir. Prognozu çok kötüdür, 5 yıllık sağkalım %20’nin altındadır.Mezenkimal kondrosarkom nadir görülen ancak oldukça malign bir alt tiptir.

Küçük yuvarlak mavi hücreler ve kıkırdak adacıkları içerir, sıklıkla omurga, çene veya kaburgalarda görülür. Genç yetişkinlerde (20-30 yaş) daha sık ortaya çıkar ve akciğere metastaz yapma eğilimi yüksektir.Clear cell kondrosarkom en nadir alt tiplerden biridir; genellikle uzun kemiklerin epifizinde (eklem yakınında) yerleşir. Vakumlu hücreler ve minimal matriks ile karakterizedir. Yavaş büyür, metastaz oranı %15 civarındadır ve prognozu diğer yüksek dereceli tiplere göre daha iyidir.

En sık semptom uzun süreli, giderek artan kemik ağrısıdır; özellikle gece kötüleşir ve istirahatle geçmez. Tümör büyüdükçe palpabl kitle, şişlik ve hareket kısıtlılığı gelişir. Pelvik tümörlerde bağırsak-meskane sorunları, omurga tutulumu varsa nörolojik bulgular (zayıflık, idrar kaçırma) ortaya çıkabilir.Kondrosarkomun kesin nedeni bilinmemektedir. Çoğu sporadik olsa da IDH1/IDH2 mutasyonları sık tespit edilir.

Ollier hastalığı, Maffucci sendromu, herediter multipl osteokondrom (HME) ve Li-Fraumeni sendromu gibi genetik hastalıklar riski önemli ölçüde artırır.Tanıda ilk basamak radyografidir; litik lezyon ve karakteristik kalsifikasyonlar görülür. Manyetik rezonans (MR) tümörün yumuşak doku yayılımını ve matriks özelliklerini en iyi gösterir (T2’de yüksek sinyal, septal kontrast tutulumu). BT ise kalsifikasyon ve kortikal yıkımı değerlendirmede üstündür.Biyopsi tanı için zorunludur. Tümör heterojen olabileceğinden en agresif görünen bölgeden örnek alınmalıdır. Histopatolojide kıkırdak lobüllerinin kemik trabeküllerini sarması (permeasyon-trapping paterni) maligniteyi gösterir.

Grade 1’de hücresel atipi azken, grade 3’te belirgin pleomorfizm ve mitoz vardır.Düşük dereceli (grade 1) ekstremite kondrosarkomlarında intralezyonel küretaj + burr + adjuvan (fenol, kriyoterapi) yeterli olabilir. Grade 2-3, pelvis veya aksiyel lezyonlarda geniş cerrahi rezeksiyon (wide excision) standarttır. Rekonstrüksiyon endoprotez veya allograft ile yapılır.Konvansiyonel kondrosarkom kemoterapi ve radyoterapiye dirençlidir; bu nedenle sistemik tedavi genellikle etkisizdir. Ancak dediferansiye ve mezenkimal tiplerde kemoterapi (doksorubisin, ifosfamid bazlı) ve bazen radyoterapi kullanılır.Son yıllarda IDH1/IDH2 inhibitörleri (ivosidenib gibi), EZH2 inhibitörleri ve immunoterapi ajanları üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır.

Özellikle IDH mutasyonu taşıyan hastalarda hedefe yönelik tedaviler umut vadetmektedir. Paeonol, naringin gibi bitkisel kökenli maddelerin metastazı baskıladığı deneysel çalışmalarda gösterilmiştir.Sekonder kondrosarkomlarda (osteokondrom veya enkondromdan gelişen) kıkırdak kapağı kalınlığı >2 cm olduğunda malignite şüphesi artar. Bu hastalarda düzenli görüntüleme takibi önerilir.Prognoz histolojik dereceye sıkı sıkıya bağlıdır. Grade 1 için 5 yıllık sağkalım %90’ın üzerindeyken, grade 3 için %30-50 civarındadır.

Dediferansiye tipte 5 yıllık sağkalım %20’nin altındadır. Metastaz en sık akciğere olur.Pelvik kondrosarkomlar en kötü prognoza sahiptir; cerrahi sınır elde etmek zor olduğundan lokal nüks oranı yüksektir. Yaşlı hastalar, yetersiz cerrahi sınır ve yüksek telomeraz aktivitesi kötü prognostik faktörlerdir.Tedavi sonrası hastalar uzun süreli takip edilmelidir. İlk 2 yıl 3-4 ayda bir, sonraki 3 yıl 6 ayda bir, sonra yıllık görüntüleme (MR, akciğer BT) önerilir. Lokal nüks %25’e varan oranlarda görülür ve metastaz riskini artırır.Kondrosarkom multidisipliner yaklaşımla yönetilmelidir: Ortopedik onkolog, medikal onkolog, radyolog, patolog ve fizyoterapistten oluşan ekip en iyi sonucu sağlar. Erken tanı ve uygun cerrahi ile birçok hasta uzun süreli sağkalım elde edebilir.

Tedavilerimiz

Fibrosarkom

Liposarkom nedir?